2 Eylül 2007 Pazar

talihsiz saçmalamalar serisi-1

hani herkesin bir eşref saati vardır ya, benim de saçmala saatim var.
talihsiz saçmalamalar serisi 1:

1- bloguma yazı yazarken teknolojiyle aramın ne kadar kötü olduğunu bir kere daha anladım.
2- sawyer: lost'ta nedense en sevdiğim karakter, sadece yakışıklı olmak diil bu, farklı bir çekiciliği var adamın.
3- ben de artık stylish giyinmek istiyorum ama hala kendi tarzımı bulamadım. ( bu çok ciddi itiraf oldu)
4- sütlü kahve eteğimi terziye vermem gerek. (herry'den almıştım indirim zamanı, son iki tane kalmıştı biri 40 biri 38 beden. 40 bedenin içine girince sevinmiştim, yanımdaki hatun ise 38ini kapmıştı, sesizce gülümsemiştik birbirimize, ne de olsa hiç tanımıyorduk birbirimizi, aynı ortamda aynı etekle dolaşma ihtimalimiz yoktu. eve geldim, kuzencan anıl'a eteği göstermek için giydim, ooo alkışlar, çok taş oldun nidaları falan filan. eteği çıkarıp asarken bir baktım, 38 bedenmiş.... şimdi düşünüyorum benimle kıyaslandığında incecik olan o hatun eve gelip 40 bedeni görünce ne yaptı... orasını bilmem ama o gün 38 bedene düştüğümü öğrenip çoook mutlu olmuştum:)
5- lanetli hediye: seni düşünülerek alınmış veya yapılmış bir şeye lanetli demek çok ayıp biliyorum ama N, bana o garip filleri verdiğinden beri hayatımda her şey ters gitmeye başladı. çöpe atsam kızar mısın?
6- bbg evi yeniden başladı, lütfen biri bizi gözetlemese formatına dönüşse şu iğrenç reyting canavarı yarışma.
7- eğer sabah erken kalkmaz zorundaysam (ki bu çok sık oluyor) sabah bir koyu kahve içip yanında sigara tüttürmeden uyanamıyorum. uyanmak için bir üçüncü koşul da trt2 haberleri. bu üçü bir arada olmazsa bütün gün hortlak gibi dolaşıyorum. niye ben normal diilim sorusu kafama gark etmese yine...
8- herkes bir ev hayal eder, ben şu anda yaşadığım eve taşınmadan önce bütün hayallerimi geride bırakmıştım... şu renk koltuğum olsun, 3 odası olsun, pembe panjurları olsun falan filan, o an tek düşündüğüm şey bir an önce bütün eşyalarımı içine atabileceğim güvenli bir yer bulmaktı. emlakçı bezgin gözlerle son bir ev daha var elimizde dediğinde gönülsüzce tamam demiştik babamla. içeri girdiğimiz an doğru ev olduğunu anladım bu geometrik açıdan yamuğa benzeyen evin. gerçekten de aradan geçen bir yıldan sonra ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlıyorum... home sweet home misali....

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...