29 Ağustos 2010 Pazar

joker

bir daha kimseye "ehe, joker pozu di mi dostum" diyemeyeceğim artık. benim jokerim gazetelerde 27 yaşındaki genç aşırı hız kurbanı diye geçti, altına ne acelen vardı yorumlarıyla. çok insandın sen be Cihan! nereye bu kadar çabuk?

20 Ağustos 2010 Cuma

shopaholic

ben yaklaşık 2 aydır alışveriş yapmıyorum. her gün dayanamayıp bir şeyler alan, dolabının çoğu giyilmemiş kıyafetlerle (ve çoğu küçük, zayıflayınca giyerim diye almıştım) ve daha paketi bile açılmamış kozmetiklerle dolu olan kocaman bir gerzek olduğumu vatana millete açıklayıp öyle devam etmek istiyorum. En son İstanbuldayken kafayı yiyip bir sürü ıvır zıvır almıştım da Ayhan kardeşim 3 kızla gezmenin ceremesini yıllardır çekmeyerek ne kadar mutlu bir adam olduğunu anlamıştı. (varsayımsal, öyle değildir di mi?) Her neyse, 2 ay boyunca sabrettim, tek alışverişim mutfak ve kitap alışverişi oldu. bu arada değişik bir yöntemle para biriktirdim. her beğendiğim şeyi zayıflayınca alırım diyerek fiyatı kadar meblağı kumbaraya attım. (evet, diyetisyenin ilk taksiti oldu ancak) Şu ana kadar verdiğim 4.5 kiloyu kutlamak için şu bir hafta içinde 2 adet elbise aldım. (birini babam almış olabilir :)
Eninde sonunda alışveriş yapacağımı biliyordum çünkü evdeki hiçbir şeyin içine sığamıyorum, daha büyüklerini de almak istemiyorum çünkü kıyafet buldukça bir rahatlık geliyor bana, ooh sığdım ben bunun içine diye, ama okullar açılıyor ve okula her gün içine zar zor sığdığım 2 etekle gidemezdim. Bu elbiseleri de çok beğenerek aldım ve terziye de götürdüm, daraltılabilir mi diye? (Evet daraltılabilirlermiş) Bu önümüzdeki 6 ayı mümkün olduğunca etek ve elbise kombinleriyle geçireceğim sanırım.
ayrıca 4.5 kilo verebilmek benim için büyük başarı, ben aylardım uğraşıyorum 2 kilo verip 4 kilo alıyordum, şimdi yaklaşık bir ayda bunu yapabilmek benim için çok şey ifade ediyor. Henüz kimse fark etmiyor ama 10 kilo olunca daha fark edilebilir olacak. küçük adımlarla devam edebilmek her zaman çok daha iyi.
bu arada, bir süredir sadece kilomu ve kıyafetleri yazdığımı fark ettim, biraz takıntılıyım bu konuda (tamam birazdan azıcık daha çok)
ayrıca bir kaç kişisel hedefim vardı, hepsi işe yaramaz etten püften hedefler...
onları da gerçekleştirdim sanırım.
birincisi bir ay boyunca her gün yarım saat karın-bacak hareketleri yaptım. (tabi ben yapınca onlar hareket değil debelenme oldu ama olsun)
ikincisi ise The Tudors'ın 4 sezonunu da izlemek istiyordum, 3 bölüm kaldı bitti sayılır. (yazdığım iki paragraf silindi, tekrar yazmaya üşendim ama işin özü sanat yönetmeni çok başarılı vs vs idi)

8 Ağustos 2010 Pazar

kilo özgüven eğrisi

valla böyle açık açık da söylenmez ama çok acıktım be blog. ayranlar, cacıklar kesmiyor beni. iradeeeeeee, neredesin?
Demin o kadar gözüm karardı ki gittim buzluktaki kıymayı mı balığı mı çıkarsam diye düşünd
üm, sonra üşendim ve boş verdim. bir tane kırmızı erikle idare ettim. Yahu ne güzel hiç bozmuyordum ben bu diyeti? sonra ne oldu, 15 günde sadece 2.5 kilo sendromuna girdim. oooof 150 günde 25 kilo eder be salak Denizzz, kuşkusu kalmamış kuşkucu somon!!!!
Aslında bugün çok moralim bozuldu, bir arkadaşımın nikahı vardı, 5 tane filan elbise denedim, hiçbirine sığamadım, oysa ben onlara geçen sene sığıyordum. Sonra uydurmasyon bir kombinasyonla gözlerim şiş şiş gittim.oooof, ayrıca sinirlerim bozuluyor, özgüvenim düştükçe yıllarca sağlamaya çalıştığım iç huzurum kayıp, kendimi bulmak adına yıllarca sorguladığım benliğim pek yaralı, üstünden 10 yıl geçmesine rağmen ergenlik günlerimdeki gerginlikleri ve ruhsal gelgitleri tekrar yaşıyorum. yıllarca düzeltmek için savştığım her şeyle başbaşayım. pek kötü.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

irade

Allah'ım nolur sen bana şu diyeti sürdürecek güç ver, her gördüğümü canım çekmesiiiiiiin!!!

6 Ağustos 2010 Cuma

insomniac düşünceler...

1. galiba ben bebek istiyorum. bir bebeğe bakmaya, sorumluluğunu almaya kendimi hazır hissediyorum, yaşla mı ilgili yoksa biyolojik saat mi bilemiyorum ama bebeğim olsun, ailemiz büyüsün istiyorum. Sonra değişen iklime, yazın sıcaktan bunalan bünyemizin kışın donmasına, baharların kaybolup mevsimlerin ikiye düşmesine bakıyorum ve bu dünyaya getireceğimiz bebeğin 20 yıl sonra nasıl yaşayacağını düşünüyorum. (eşim feci belgeseller izletiyor bebekten vazgeçeyim diye)

2. diyetisyenden saat 5'te randevu almanın dezavantajları:
  • karnın tok gidiyorsun
  • hava sıcak diye bir litre suyu lıkır lıkır içiyorsun

sonuç: sadece 2.5 kg, ama ama ben evde tartıldım 3'ü biraz geçiyordu diyet hanım diyemiyorsun!

3. tatil boyunca resmen tembelliğin kitabını yazdım. uyuduğum ya da uyandığım saati ben bile bilmiyorum ama ikisi de gündüz.

4. herry, herry, herry

diyet boyunca yemediğim tüm çikolataların parasını biriktirip tüm gardolabımı herry'le doldurmak istiyorum. (Evet sonunda karar verdim, maalesef ipekyol, machka ve roman'ın koleksiyonlarını pek sevmedim)

5. yaklaşık 9 ay sonra ideal kilomda olacağım. yol uzun ama bende feci bir inat var)

6. The tudors pek güzelmiş, bunca zamandır bana önermeyen pek sevgili arkadaşlarımı esefle kınıyorum.

2 Ağustos 2010 Pazartesi

bir kibrit kutusu peynir yemiyorum işte


yaklaşık 12 gün önce tepem attı ve randevu almak için hep önünden geçtiğim diyetisyenin kapısını çaldım. o kadar umutsuzdum ki kadına anlatırken bir ara ağlayacaktım. bakın ben iradesizim, sabahları değil akşam 11'den sonra acıkıyorum, duramıyorum diye. sonrasında o konuştu ve anladığım şey şu oldu... bu kadınla ben bile zayıflarım, tüm dertlerimi dinledi, belli bir kiloya ulaşınca yürüyüş yapmanın bile eziyet olduğunu anlattım. ooh bu sağlıklı diye salatanın üstüne bocaladığım zeytinyağının bile fazlasının zararlı olduğunu, kafede nasıl olsa diyettir diye ızgara tavukla yapılan salatayı yememem gerektiğini (ızgarayı yağlıyorlarmış), 1 porsiyon Adana kebapın yaklaşık 1300 kalori olduğunu, 1 top dondurma yemek için iki ana öğünümden vazgeçmem gerektiğini filan anlattı. şu 12 günde son 4 yıldır bilerek ya da bilmeyerek feci beslendiğimi anladım. hiç üşenmeden her şeyi tartıyorum, sebze yemeklerine ağırlık verdim, 3 kez çikolata krizine girdim, 2'si hariç zararsız atlattım. En azından kriz anında yapacaklarımı öğrendim ve evdeki tartıya göre 3 kg daha azım, haftaya perşembe orada tartılınca da aynı sonucu almak istiyorum, ilk kontrol sonucum 1300 gr.

her ne kadar yürüyüşe çıkmak istemiyorum, ağrılarım var desem de ufak tefek yürüyüşler yapmaya başladım, evde mutlaka belli hareketleri yapmaya çalışıyorum. belki motivasyon ya da psikolojik ama geceleri eskisi gibi acıkmıyorum, yatmadan önce meyvemi yiyip ayranımı içiyorum. sıkı pazarlıklar sonucu sınırlı sayıda kahve hakkımı da elde ettim, benden mutlusu yok artık...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...