22 Aralık 2011 Perşembe

Yalan Dünya

6 sene boyunca hiç aksatmadan Avrupa Yakası'nın sıkı takipçisiydim hatta bittikten sonra uzunca bir süre tekrarlarına da takıldım. Sadece pijamalı adamın (Peker Açıkalın) olduğu bölümleri pek sevememiştim. Gülse Birsel yeni dizi çekecek, yaşasın diye bekleme modundayken fragmanı çıktı. Ocak ayında başlıyormuş. Kadroyu görünce beklentilerimiz daha da yükseldi yalnız Altan Erkekli'yi normalde çok sevmeme rağmen Şen Yuva'daki aşırı karikatürize edilmiş karakteri yüzünden itici bulmaya başlamıştım, umarım aynı şey burada da yaşanmaz. (izlemeyen kaldıysa) iki gündür twitterda facebookta dönen fragman da burada.
Hamiş: videoblog gibi iki gündür üst üste video yayınladığımın farkındayım, so sorry...

21 Aralık 2011 Çarşamba

The Hobbit



mutluluktan gözlerim doldu. Gördüğümden beri tekrar tekrar izliyorum.

18 Aralık 2011 Pazar

pazar notları

- Dün yeni kitap kulübümüzle Kafka on the shore'u tartıştık. Aslında pek tartışamadık çünkü kızlar kitabı bitirememişler ama sevmişler, spoiler olmasın dediler, ben de hazırladığım soruları vs. hiç ortaya sunamadan kaldırdım.
- Bu arada özentilik dense de ben yılbaşı ağacı konseptini pek seviyorum. geçen sene ağacımızın ayağı kırılmıştı ve tüm süslerimiz kara delik tarafından yutulmuştu, süssüz girdik ama bu sene hep.sibura.da'da ağaç+süs+ışık 30 liraya bulunca aldım hemen, diğer süsleri de İkea ve Kipa'dan aldık. Ağacı kurduk ve süsledik bile :)) Eğer almak isteyen olursa bizim aldığımız ağaç 120 cm, fiyatına göre kalitesi beklediğimizden çok daha iyi çıktı. (Böyle çok gür değil tabi ki ama yine de düşündüğümüzden daha kaliteli) aynı boyutta ağaçları Kipa'da daha ucuza gördük ama biraz daha cılızdı. almayı düşünürseniz öneririm. - bunu aslında yazsam mı yazmasam mı çok tereddüt ettim ama aylardır kilo vermem durmuştu, diyete uysam da uymasam da kilom sabitlenmişti ama şu bir haftada önce iki senedir içine giremediğim pantolonumun içine sığabildim, sonra da elimde mezurayla belimi ölçtüm, şaka gibi ama 5 cm incelmiş, ne ara, nasıl hiç anlamadım ama durgunluk dönemi bitti sanırım. gitsin kilolar :))

8 Aralık 2011 Perşembe

wishlist

Pek sevgili Noel baba, bu sana bilmemkaçıncı mektubum, hiç cevap vermiyorsun, gönül koymaya başladım. sene boyunca uslu bir insan oldum, verilen görevleri yaptım o yüzden hediye listemi içim rahat bir şekilde yazıyorum. bak daha 22 gün var, bence içlerinden birini bana yollayabilirsin. 1. bu kitabı pek merak ediyorum, en son kitap alışverişimde almayı unutmuşum.
2. bu elbiseyi giyebilecek kadar inceleyim.
3. Yılbaşında evim böyle olsun :)) Not: resim brownie'nin blogundan.
4. bu defterden bulamıyorum, bulursan pek sevinirim.
5. Listeye çanta eklemezsem çatlarım. lacivert veya yeşil olanı olabilir.
kocaman öptüm o tombiş yanaklarından, Deniz

So Long and Thanks for all the Fish


bir kuşkucu somon olarak geç bile kaldığımı düşünüyorum...

symphony of illumination

bu hafta gereksiz duygusallıklarla başım belada. en son yayınlanan How I met your Mother'da (7/12) gözlerim dolu dolu oldu. Bir an kendimi Robin'in yerine koydum, fena oldum. çok doğru aslında, bir şeyi istemeyebilirsin ama istediğin anda da yapabileceğini bilmek çok daha güvende hissettiriyor insanı.
Ted gibi bir dostum olsun bir milyon borcum olsun demedim değil tabi. En sağlam ve güvenilir olanları o. Bir de Marshall kuzusu elinde yüzüğüyle kapının önünde Ted'i beklerken bu kadar üzülmüştüm.
çok ağır eleştirilse de ben de anneyi merak edenlerden değil bu beşli ekürinin hayatına 20 dakika bile olsa dahil olmayı sevenlerdenim. Komedi çizgisinden artık çok daha fazla kaysa da, bazı bölümleri Friends'ten araklanmış olsa da seviyorum ama bir ay ara çok uzun pek sevgili yapımcılar.

1 Aralık 2011 Perşembe

Aralık

Su gibi geçen güzel bir ay olsun aralık...
kırmızısı bol olsun...
ama kafamız böyle olmasın. zamanı güzelce kullanabilelim.
not: görseller için maalesef kaynak veremiyorum, vakti zamanında kaydetmişim, eğer şuradan almışsın derseniz hemen kaynağı yazarım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...