30 Kasım 2010 Salı
yapabilsem yapacağım iki kaçamak
28 Kasım 2010 Pazar
Ah!
25 Kasım 2010 Perşembe
Blitzgiving
Hala hindiyi pişirmek için fırın aranıyor....
Bu kadar özet yeter diyerek yorumlara geçiyorum. Bir kere adaya gönderme yapan phone number, white smoke ve bizzat Hurley'nin söylediği adadayken kaçırdıkları demin bahsi geçen bulduğumuz ilk flaşbeklerdi. Stevie'nin kimyası grupla çok uyuşmuş, ayrıca fırınından çıkan kedi kumu ve kedi de kendisinin asosyal ve içekapanık yaşam tarzını destekleyen sahnelerdi (ki zaten bütün olayları kaçırdığı zamanlar aklına takılan bir bilgisayar oyunu oluyordu)
Küvetten çıkan Zoey ve evindeki kutlama, Zoey'nin iticiötesi problemleri ve tavırları vs dizide nedense pek ısınamadığım neredeyse zorlama sahnelerdi. Ben bu kızı sevemedim, biraz da ondan sanırım objektif olamıyorum.
"Truth or Dare" oyununda sapıklık yaptıkları kişinin ufak çapta bir bilge çıkması ve Robin'in ona takılması ise hoş ayrıntılardı. Robin ve Barney'nin hikayesinin henüz bitmediği yapımcılar tarafından da sık sık belirtiliyor ama onlar bir nevi ruh ikizi gibiler. tabi 3. sezondan itibaren her iki karakterin de gelişimi ve değişimiyle daha da bir tencere kapak oldular.
******************** spoiler bitti, gözümüz aydın ************************
işte böyle keyifli bir bölümdü. şiddetle önerilir.
22 Kasım 2010 Pazartesi
idefix sanal kitap fuarı
Sonradan gelen edit: Bir gün daha sabretseydim muhtemelen bu yaı olmayacaktı. kitap fuarı 24 Kasım-26 Aralık arasında olacakmış.
17 Kasım 2010 Çarşamba
15 Kasım 2010 Pazartesi
sensiz olmaz
13 Kasım 2010 Cumartesi
11 Kasım 2010 Perşembe
deprem
10 Kasım 2010 Çarşamba
10 Kasım
kaç lider vardır ki her sene milyonlarca kişi tarafından saygıyla anılsın ve hatırlansın, Atam iyi ki senin liderliğini yaptığın bir ülkede gururla cumhuriyetin neferleriyiz diyebiliyoruz, bugün başım açık, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadınsam bunu sana ve seninle birlikte varını yoğunu bu ülke için feda edenlere borçluyum. Teşekkürler...
8 Kasım 2010 Pazartesi
artık devir değişti, tabi reklamlar da değişti...
bir de bu var tabi. devir değişti derken çocuklar da değişti demek yanlış olmaz. Yalın ve Vestel reklamı, robot arkadaşlar? hayır çocuklar cidden inanır buna ben söyleyeyim :)
6 Kasım 2010 Cumartesi
Kantinde buluşalım...
Güney Kampüs:
1. Sosyete Kantin: 1. erkek yurdunun arka tarafındaki merdivenlerden çıkıp ulaşılabilecek yer. Teras kantin olarak da bilinir. nedense ben öğrenciyken gerçekten tikkycanların gözde mekanıydı ama 2004 yılında alt kattaki marketi kapatıp yerine değişik dükkanlardan yiyecek alınabilecek bir çeşit avm food court'u tarzı bir yer açılınca havası söndü gitti. (yahu Abbas ve Wonderland şubesi filan vardı, öyle söyleyeyim)
2. Orta Kantin: üniversiteye ilk başladığım sene buranın solcuların takıldığı kantin olduğu söylenmişti. Aslına bakılırsa bir tek solcuların değil, gotiklerin, bohemlerin ve yolu düşen herkesin takıldığı kantin. Tostu ve çayı pek güzeldi, bir de adı Leyla ya da Mecnun olan tostumsu bir şey satılıyordu, içinde nutella vardı. pek severdim.
Ben öğrenciyken tatsız bir olay yaşanmıştı, kantinin işletmecisi orada eskiden çalışan biri tarafından vurularak öldürülmüştü. dehşet dolu günler yaşamıştık.
3. Adını bilemediğim kantin, food court: işte benim 4. sınıftaki favorim. orada bir soğuk sandviçci vardı, acıktığımızda soluğu burada alırdık. Sanırım mezunlar gününe gittiğimizde kapanmıştı. (işte bu yazı o yüzden pek nostaljik) Son gittiğimde içine girip şöyle bir dolandım ama neler var neler yok çok dikkat etmemişim. (girişinde Boğaziçi ürünlerinin satıldığı bir market, yan tarafta ise kuaför var.) o zamanlar Abbas ve Wonderland'in şubeleri vardı, bir de bizim soğuk sandviçci. Hamburger ve kumpir yapan dükkanlara ise pek uğramadığımı söyleyebilirim. açıldığı sene tüm okulun favorisiydi.
Kuzey kampüs:
Kuzey Kantin: işte en çok değişim geçiren kantinimiz. önce labların olduğu binanın altındaydı ve çok büyüktü, sonra yemekhanenin yan tarafına taşındı ama başına gelenler bunlarla kalmadı. tepesine Louvre müzesindeki piramitin çakmasını yerleştirdiler, yemekhaneyle ayırmak için cam fayansla kaplandı filan.
not: foto boun.edu.tr
Neden sevilir: kütüphaneye yakındır, ders çalışırken arada çık, kahveni iç, oooh süper walla. Ayrıca yemekhanede yemek yedikten sonra çay içmek isteyenler için ideal mekandır. üstelik zaman tasarruflu, saniyeler sürmez yemekhaneden çıkıp kantine varmak, deneyin walla:)
bir de biz son sınıftayken formasyon aldığımız için (formasyon dersleri kuzeydeki eğitim fakültesindeydi) lojistik açıdan bize en yakın mekandı. çok bilirim 4-6 arası boşluğumda Kuzey Kantinde ders çalıştığımı.
Neden sevilmez: itiraf edelim, hepimiz Güney Kampüsü daha çok seviyoruz, Kuzey 2. sırada.
------- --------------- -------------------- ----------------
tabi tekrar edeyim, bu bilgilerin hepsi bayat, 5 sene öncesine ait, ki ben 4 sene içinde bu kantinlerin hepsinde ne değişikler gördüm. şimdi hayal bile edemiyorum.