4 Ağustos 2012 Cumartesi

tatil

Bazen kafayı boşaltmak gerek her şeyden önce, en önemlisi bu. Bu yaz tatilinin başında tüm listelerimi bıraktım, tek derdim kafama göre tatil yapmaktı. Canım istedi saatlerce evde oturdum, uyudum, kitap okudum, canım istediğinde yemek yaptım, çıktım dolaştım ya da yüzmeye gittim. plansız programsız olmak cidden iyi geldi.
Düğün dernek sebeplerinden önce Antalya'ya ardından İstanbul'a gittim. Antalya hep aynı, hep huzur dolu. Aile neredeyse huzur orası diye kazımışım beynime, iyi ki de kazımışım. İstanbul tam bir hengame ama benim en sevdiğimden. Koştur koştur düğün telaşları, çekim için Kuzguncuk'a gitmemiz (daha ne kadar mutlu olabilirim ki), her detayda ayrı bir mutluluk sebebi bulmam, bir filmden çıkmışçasına keyifli geçen yemekler, dostlarımız, tekrar bir araya gelmek. Sen zaten senede bir geliyorsun diyerek beni şımartan arkadaşlarım var benim. çok şükür.
İzmir'e dönüş, hep biraz buruk ama çok özlemişim sevgilimi. Evimiz, misafirlerimiz, tüp olmadığı içinde fırında pişen dolmalar, gırgır, kahkaha, geç kesilen doğum günü pastası. O an huzurlu olduğumu hatırlıyorum.
Arkadaşların ardından eski albümleri karıştırdım biraz. Ne çok dost biriktirmişim, ne çok anı. Hayat akıp gidiyor mu diye sormayı bıraktım bu aralar, akıp gitmiyor, güzel geçiyor işte. Her an kıymetli.

3 yorum:

sattsumma dedi ki...

Fırında dolma harikaydı bu arada :)

sattsumma dedi ki...

Bu arada fırında dolma harikaydı, bir de tabi patatesler...Bence o patateslere klasik müzik dinletmiştiniz :))

Unknown dedi ki...

klasik müzik dinlemenin yanısıra her gün yoga yaptı o patatesler :)) sen gel, bu sefer yalancı mantı yapacağım, reperatuvarıma yeni ekledim. hem conconlar çok özledi seni...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...