7 Şubat 2012 Salı
kısa kısa
sıkıcı hayatıma dair birkaç not, daha çok kendim için.
- geçen perşembe günü İzmir'e kar yağdı, Serkan da beni "kalk hatun torun torbaya anlatırız" diye uyandırdı. hafif erimeye başlamışken fotografını çekebildim. öyle sanatsal çalışmalar da değil, balkona çıkıp çekilmiş fotoğraflar o yüzden fotografı ikiye bölen direk yokmuş farz edelim bence.
- okullar açıldı, bu dönem her sınıfta projeksiyon aleti ve bilgisayar var, o kadar mutluyum ki derste teknoloji kullanabileceğim için. resmen fazladan mesai yapıp evde bir sürü materyal hazırladım, morpa'ya üye oldum filan. (meb öğretmenlerine ücretsizmiş bu arada.) İngilizce dersi için dinleme yapma, görseller o kadar önemli ki. çok mutluyum be blog, anla işte. hem bizim ilçedeki tek bilgisayarsız okul olma sıfatımızı kaybetmek de gurur verici.
- ara tatil nasıl geçti, ben ne yaptım anlayamadım bile, hani naaptın derseniz bir Antalya'ya gittim geldim, onun dışında ne doğru dürüst kitap okudum ne de dizi/film izleyebildim. bazen o boşluk bile gerekli sanırım.
- pek çok blogger pan project adı altında bir proje yapıyorlar, elindeki tüketmeden yenisini alma diye. bu tembellikle hayatta fotoğraf filan çekemem ama evde yedi sülaleme yetecek kadar kozmetik var. beni de dahil edin diyeceğim.
- kaç gecedir rüyamda hep deniz görüyorum, dalgalı, dalgasız, hep denize ulaşmaya çalışıyorum ve bir türlü ulaşamıyorum. ne demek acaba?
- doğmamış bebeğe don biçilmez diye bir söz vardır ya, biz daha olmamış bebeğe isim koyduk, odasına alacağımız mobilyaları beğendik. cidden gerizekalı olabiliriz.
- sigarayı bırakmaya çalışıyorum, nicotinell(yanlış yazmadıysam) aldım, pek çok eczacı uyarmıyor, her bir sakız 2 mg nikotin içerdiği için çok ağır, üçe dörde bölerek kullanmakta fayda var. akşam 8'den sonra sigara içmiyorum mesela, cakkıdı cukkudu sakız çiğniyorum, işin ironik yanı ise ne sakız çiğnemeyi ne de çiğneyeni hiç sevmemem. al işte, bu kadar kınamanın sonucu budur. cakkıdı cukkudu hop patlat.
- itiraf vakti:ben Yalan Dünya'yı çok sevemedim, biraz da spor olsun diye izliyorum galiba. birincisi bir sitcom için çok uzun ikincisi ise bazı espriler sırf piyasa olsun diye yapılmış, bazı karakterler fazla karikatürize edilmiş. bilemedim. nedense çok kaynaşamadık ama bu sözlerimi yutabilirim de.
- bir de şu saçlara bayılıyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
^^ bostanlı mı orası? metin aşıkoğlu'nun oralar mı? aaah ah... ankara'dayım ben sevgili hemşehrim bloggerlar.. nüçün, nüçün bu özendirme?
yalnız hakkaten o saçlar nasıl güzel..
yalan dünya'ya karşı ben de aynı tutum içindeydim, ama zamanla it kinda grew on me.. bilmiyorum...
decodeniquo.blogspot.com
Burası Aksoy :) Yalan dünyayla ilgili yazdıklarımı sonradan ben de yutmaya başladım, eh aslında güzelmiş, güzelleşiyor mu yoksa gibisinden beğenme belirtileri göstermeye başladık. Bu arada yorumlar için çok teşekkürler :)
Yorum Gönder