25 Aralık 2008 Perşembe

çok berbat hissediyorum, bugün öğrencimin cenazesine gittik, malesef o kazadan sağ çıkamadı minik meleğim ama defnettiğimiz gün yapılan beş ameliyatla beş çocuğa yaşama umudu oldu. Okulda garip bir hüzün vardı, gerçekten garipti, en yaramaz haylaz çocuklar bile durgundu ve belki de ilk kez okuldan internet kafeye gitmek için değil, arkadaşlarını son yolculuğuna uğurlamak için kaçtılar. Camiye gittiğimizde tabutunu gördük, etrafında sınıf arkadaşları, küçücük tabutun çevresinde durmuşlar, inanamaz bir şekilde bakıyorlar. tabutun üstüne önlüğünü koymuşlar ki o önlüğünü çok seviyordu, bu sene yeni almışlar annesiyle, senenin başında hevesle anlatıyordu, çok da yakışıyordu ona bu önlük. artık o önlüğü giyecek tolga'nın olmaması ne kötü, hala inanamıyorum.
Güle güle minik Tolga..

21 Aralık 2008 Pazar

küçük bir dua

beni her gördüğünde öğretmenim siz benim anneme benziyorsunuz diyen yumurcağa dün bir araba çarpmış geçmiş, çocuk beyin kanaması geçirmiş ve şu an yoğun bakımda, ve sadece 10 yaşında. Allahım nolur ona bir şey olmasın, o daha çok küçük :(
feci hasta oldum, burnum kıpkırmızı, elimde peçeteler, bir aksırıyorum bir tıksırıyorum. sesim süper ama, ben bu torovesto sesi çok seviyorum nedense:)

Filmini izlediğim ama kitabını okumaya fırsat bulamadığım "Sineklerin Tanrısı"nı nihayet okuyabildim, derinlemesine karakter analizi yapacak değilim ama karakterlerin içindeki karanlık tarafların ve iyilik oranlarının dağılımı aslında hoşuma gitti. Mercan adası'na yapılan göndermeler ise başarılıydı.

yaklaşan nişan tarihi beni bilumum streslere gark ediyor. hala vermem gereken bir sürü kilom ve bakmamız gereken yüzlerce alyans var, biz iki kararsız nasıl alyans seçeriz o da ayrı konu. tabi babamla konuşmamız gereken ayrıntılar çenemde hoş olmayan bir sivilce olarak açığa çıkmış durumda. derinden bir of çekip kahvemden bir yudum daha alıyorum.

sekocum bana beyaz çikolatalı moccha aromalı kahve likörü almış, her gece bir shot yapıp uyuyorum, az içki tüketmenin faydası bu olsa gerek, hemen uyutuyor.

bitmektükenmekbilmeyen stajımın bitmesine 3.5 hafta kaldı... sakız gibi aslında uzadıkça uzuyor, içimi sıkıntılar basıyor.

böyle işte...

7 Aralık 2008 Pazar


lütfen yağmur yağsın...

kahve rengi

geçenlerde içtiğim bir kahve yüzünden midem hala isyanlarda. Sadece Türk kahvesi içmeye başladım, ama aklım hala günbegün fiyatı artmakta olan kahve makinasında. Aslında şunu fark ettim. ben hayatımda kimseyi istemiyorum, sevgilim gitsin ben biraz yalnız kalayım, evim hiç dağılmasın, iş olmasın ve hep yağmur yağsın istiyorum. çok güzel bir fotoğraf makinası alıp durmadan fotoğraf çekmek istiyorum, en çok da İstanbul fotoğrafları çekmek...
ben ne yapıyorum, hayatım benim iradem dışında nereye gidiyor?
gelmek için o kadar çok uğraştığım İstanbul'u niye terk ettim ben?
sorular sorular sorular
ve
words words words...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...