23 Aralık 2010 Perşembe

kıvırcık saç, cheeseburger ve uyku


Bu aralar hem facebookta hem de twitterda herkeste bir kıvırcık saç aşkı başladı, ben de biraz anlatmak istedim kıvırcık saçı. ben kendimi bildim bileli kıvırcık saçlıyım ama düz saçlı olmak için her şeyi yapardım. (Sakın Brezilya fönü ne güne duruyor demeyin, dipten çıkan saçlar beni cidden ürkütüyor ki bir arkadaşım Japonya'da yaptırmıştı yıllar önce, dipten çıkanlar rezaletti.)
şimdi kıvırcık saçı şöyle özetleyeyim ya saatler süren fön çekme/çektirme hali ya her gün bir kutu jöleyi kafaya döküp her gün saç yıkama hali ya da benim gibi artık boş verip marul gibi saçları her gün topuz yapma hali... boş verme sebebplerim ise:
fön: yazın tutmaz, kışın yağmurda düşen her damla kabusun olur.
jöle: her gün saç yıkamak ayrı bir kabus olur. İşin en kötü yanı da şu, mesela sen saatlerce uğraşıyorsun saçını jölelemek için. herkes "oof dağılmışsın, saçını taramadın mı?" filan diyor. bozuntuya vermiyorum ama içimden saydırıyorum. Misal 1 ay önce deli gibi uğraştım, derse bir girdim, 3-4 öğrenci ayrı ayrı öğretmenim saçınızı taramayı unutmuşsunuz, bende tarak var, vereyim mi gibi tekliflerle geldiler, nasıl utanç verici olduğunu anlatamam.

İşin ilginç yanı, benim saçım Antalya ve İzmir'de bu kadar kıvırcık ve şekilsiz, İstanbul'da ise oldukça dalgalı ama şekilli. Saçım İstanbul'un suyunu ve havasını seviyor sanırım.

Bugün Gizemcikle buluştuk, ona göre muhteşem bana göre ise korkunç bir havaydı: yani güneşli... O depresiflikle bir adet devasa cheeseburger ve yanında az patates kızartması yedim. Gizem beni durdur demeseydim daha da yiyecektim. Oooof, napıcam ben bu diyet işini?

Buluşmadan sonra direk eve geçtim ve film izlerken uyuyakaldım. Oysa bugün yapılacak o kadar çok işim vardı ki... Az daha kuaföre gidip şu kaşımı aldırmazsam bu da öğretmenimiz Osman hanım diyecekler zannımca, ayrıca spor da yapmam gerekiyordu benim. Ertelemeler kötüdür Deniz, erteleme...

bu arada hem How I met your mother hem de Desperate Housewives 2 haftalık ara verdi. (tabi benim takip etmediğim pek çok dizi de)

Cassette Butik indirime girmiş, yılbaşına kadar takılarda fiyatları oldukça uygun, online satışları da var.
İdefix içinse son 3 gün, kitap almak isteyen varsa elinizi çabuk tutun derim.

dipnot: sevgilimi her aradığımda ona farklı bir lakap takıyorum, ballı lokmam, romantik pepem vs. her defasında bir ağız dolusu gülüyor, işte ben bu adamı çok seviyorum diyorum her seferinde.
dipnot 2: yukarıdaki resim facebooktan binlerce application'ından biri. ben çok seviyorum, geçen sene pek facebooka yazmasam da yazdıklarımı derlemiş, toplamı, hepsini my yearbook status'a eklemiş. Burada paylaşmasam şişerdim tabi.

2 yorum:

Ludmilla dedi ki...

Benim de saçım kıvırcık ama seninkine göre daha mı az daha mı çok bilmiyorum.:) Jöle yerine köpük kullansan. Loreal'in köpüğü bayağı güzel, ıslak saça uyguladığında sertleşmiyor da.

Sonra saçının kabarmasından şikayetçiysen aralara makas attırabilirsin. Tabii kuaförlerin bu konuda farklı düşünceleri var. Ama sonunda saç daha düzgün görünüyor mu, görünüyor.

Sonra ben mesela katlı kesim tercih ediyorum. Genelde ön tarafları düzleştiriciyle düzeltip arkaları köpükle kıvırcıklaştırıyorum. Bant vs kullanınca da bayağı düzgün duruyor. Kullanışlı da bir model.

Ve sanırım her kıvırcık saçlının hayali düz saçlı olmak. :)

Unknown dedi ki...

Benimki çok şekilsiz bir kıvırcık, bence kafamın üstünde kendi evreninde yaşıyor bu saçlar. Canı nasıl isterse öyle. mesela tüm gün evdeysem akıllı uslu, acelem varsa bir kısmı sağa bir kısmı sola yatan, ince telli saçlar. Köpükle de şekillenmiyor (yani şekilleniyor da insanlar saçımı taramadığımı düşünüyor o zaman:)
Brezilya fönünü ciddi ciddi düşünüyorum bazen.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...