pek sevdiğim arkadaşım ( bu blogda sık sık adı geçen)Gizem artık blogger oldu, hem de blogların kapandığı dönemde :)) kendisine konuk yazarım olur musun dediğimde tabi ki demişti, yazısı geldiğinde ise ben bloglara giremiyordum. geç olsun güç olmasın diyerek yazısını yayınlıyorum. (teşekkürler minnağım :)
The One With…
Eh eninde sonunda elime kalemi alıp bir yerden başlamak gerekiyor değil mi? Bir süredir takip ediyorum buraları pek bir eğlenceli pek bir özendirici geliyor, gıpta ediyorum. Okudukça benim de içimden yazmak geliyor, ben de mi adım atsam şu blog dünyasına diye düşünmüyor değilim. Az düşünmedim hani ne yazsam diye şimdi ve pek bir lakırdısını yaptığımız şu ‘arkadaşlık’tan dem vurasım geldi.
Son dönemde friends’i 2356.kez bitirince insan ister istemez kendi dostluklarına ve çevresine bakmaya başlıyor. İş kendine bakmaya başlayınca aslında dizideki ilişkiler gözünde ütopikleşmeye başlıyor. Bizde mutlaka birinin egosu bu bağdan önce gelir, sürtüşmeler çıkar ve daha olgunlaşmamış ilk zayıf halka ile grup dağılır. Bu kaç yaşında olursan ol ne yazık ki değişmez. Herkesin kendine işe güce verdiği, evlenip gittiği bir zaman dilimi içerisindeyim. Maşallah arkadaşlarım patır patır evlenmeye başladı, geri kalanı ise iş için farklı şehirlere hatta ülkelere(!) gittiler. Eh hal böyle olunca bana kalan da sheldon cooper’dan hallice bir sosyal hayat oldu. Bu yüzden belki de bu dizideki dostluk bağı bana -neredeyse- ütopik geliyor. İnsan her daim yeni sosyal ortamlara girerek yeni arkadaşlıklar kurabilir elbet ama onların da sahip olduklarının mertebesine ulaşması için belli bir sürece ihtiyacı vardır. Senelerini ve de emeğini koyduğun bir dostluğu ise karşı taraf bir çırpıda yıkabiliyorsa senin neyine friends’miş ya da himym’mış..
Neyse buralar benim pesimistçe at koşturabileceğim sahalar değil. Bunun için sizi kendi sahama davet edebilirim ancak.
PS: Bu yazıyı tee şubatın bir zamanlarında istemiştin benden. Eh ama işte ben anca bir şeyler karaladım sonra zaten digiturk’ün güzellikleri(!) oldu sonra yan yattı çamura battı falan.
Neyse artık noktayı koymanın zamanı geldi. Kuşkucu somonuma, f*r*i*e*n*d*s’teki gibi bir dosta…
Kaynak : fond-ecran-wallpaper.fr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder