benim gibi bir yağmur severe bile pes dedirten bir şekilde yağmurluydu bugün. ooops, yine hikayenin ortasından girdim. baştan alıyorum. sabah 5.45'te kalktım, kahvaltı yaparken dışardan tıngır mıngır yağmur sesi geliyor, aaa ne güzel yağıyor, şemsiyemi unutmayayım dedim. dışarı çıktığımda bir baktım bizim garaj kapısının önü minik bir gölcük olmuş, daha ilk adımda çorabım ve botlarım sırılsıklamdı. ya otobüsü kaçıracaktım ya da hasta olacaktım. hasta olmayı seçtim, koşar adım durağa gittim, oysa ki otobüsü zaten kaçırmışım. neyse aktarmalı ulaşım sayesinde çiğli'ye geçtim. ben hala sabah rehavetiyle durumun vehametinin farkında değildim, Çiğli'ye gelince anladım. bilen bilir Menemen dolmuşları deli gibi araba kullanır, yahu dolmuş bile geçemedi o bir sürü gölcüğü. Evka-5'in orda minik bir şelale ve kocaman bir gölcük oluşmuştu. neyse, menemende taxiye bindik arkadaşlarla, Taksici diyor ki umarım sizin okulun olduğu mahalleye girebiliriz. biz tabi yusufçuk olduk, okula girmek bir dert geri dönmek ayrı dert. sağ salim okula vardığımızda tammm 15 dakika geç kalmıştık. çocuklar o göllerden geçmişler, hepsinin çoraplar ayakkabılar sırılsıklam, kimi çorabını çıkarmış, hasta olacaklar kesin. oğlum, git evine diyorsun, zaten yarım gün, hasta olma boşuna. çocuk diyor ki üstümü değiştirip geleyim mi öğretmenim. tövbe tövbe deyip devam ediyorum, üstünü değiştirsen bile geri gelirken yine ıslanacaksın. neyse yağmur durunca herkes evine dağıldı, karşıyakaya'ya geldiğimde yine günlük güneşlikti. Allahım, sabahki yağmuru görmesem inanacağım. eve geldim, 2 saat sonra bizim ufaklıklar hırlamaya başladı, arkasında bir gök gürültüsü geldi, yerimden zıpladım. bir sağanak yağış da akşamüstü geldi. oooof, hava durumu, havan kimeyse ona göster, ben senin biraz dengesiz bir süper güç olduğunu kabul ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder