koştururken düğüne ne kadar az kaldığını fark etmemişim. sadece 9 gün kaldı. dokuz. şu işler bitsin "bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi "ve tabi ki "alacakaranlık" serisi hakkında yazacağım. ama daha çok ilkinden bahsedeceğim sanırım... bir de listemde yazmayı unutmayayım dediğim birkaç detay var dekorasyonla ilgili.
evim içine bolca süt katılmış kahve gibi kahverengi, bej ve aralara sıkıştırılmış turkuaz detaylarla doldu, aslında çok hoşuma giden minimalist bir ev oldu, artık iyice asosyalleşirim ben bu evde, yandık vallahi. Ayrıca Himym ve Lost'un yeni sezonları beni şu yaklaşan imza atarak sevgililiği yasallaştırma işinden daha çok heyecanlandırıyor. oooof, yarın hangi usta kaçta gelecekti ki? kafam karışık be blog, 5 saat aralıksız çalışan bir mikser gibi kısa devre yapıyorum. yaklaşık 5 yıl kadar dekorasyonda virgül değiştirmem haberin ola, ha bir de alışverişkoliktim ya ben eskiden, artık diilim haberin olsun, en nefret ettiğim eylem haline geldi. bütün borcunu ödedikten sonra ( zaten kuş kadar limiti var) kredi kartımı aylarca cüzdana koymayı bile düşünmüyorum :)
M.J de yok artık zaten. ilk gençlik yıllarımızın son kalesi de yıkıldı.
daldan dala atlama konusunda pek bir ustayım bugün ama bir de conibonum hakkında bir yazı yazmıştım, çok oldu sanırsam. onu da yayınlamak lazım be blog.