üstüme bahar yorgunluğu çöktü ama geçen senelerin aksine bu sene baharı kandırıp daha az yorgun/daha zinde atlatmaya çalışıyorum bu dönemi. bol bol ılık duş alıp saçımı fönsüz bırakmamaya çalışıyorum lakin sabahın köründe kalkan gecekuşlarından olduğum için tahmin edersiniz ki sabah giydiklerim pek birbirini tutmuyor. bugün okulda fark ettiğim üzere üzerimde siyah bluz, siyah ayakkabılar, siyah çanta ve gri takılar varken akşamdan ayırdığım gri pantolon yerine elime ilk geçen ve ne yazık ki kahverengi olan pantolonu giyip çıkmışım. ayakta uyumaya devam eden aklımı seveyim.
bu arada kotoncuğum (bak nasıl samimi olduk iki dakkada) çoğu modelini 50 bedene kadar çıkarmış, ilk kez babaanne pantolonu gibi olmayan makul fiyata bir pantolon bulabildiğim için pek mutluydum. (ehe, üstelik kilo vermişim, 44 bedene sığabildim) pek çok kişi için 44 beden kabus olsa bile inanın 48'den sonra kendisi ilahi bir rakam gibi görünüyor. uzun süredir ara verdiğim diyetim için motivasyon oldu:)
mavi gözlü bebémiz neredeyse 2 haftalık oldu, içim gidiyor çocuğa.
enginar mevsimi başladı, eve depolayıp 3 günde bir sebzeli enginar yapıyorum. yummmy
Azil bitti, kitap kulübünden sonra düşüncelerimi bilare anlatacağım, pek sevdiğim Tanpınar serisi ve Patti Smith'in çoluk çocuğu var elimde. Nazım Hikmet şiirleri ise hem dinlemelik hem okumalık.
erik hala çıkmadı. hiç eriğe düşkün olmayan ben bile erik sayıklıyorum. biliyorum ki esas favorilerim kayısı ve kirazın habercisi erik.
eh, time for nostalgia...
2009 idefix sanal kitap fuarı ganimetleri
bu da şirince'de bir restorant'ın girişi
iyi haftasonları diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder