22 Aralık 2009 Salı

Çok yakında sitesi açılacakmış, severek okuduğum iki yazar var daha ne olsun.
işte bu da adresi:
www.afilifilintalar.com

20 Aralık 2009 Pazar


herkesin bir yılbaşı manyaklığı vardır, benimki ise özel basım ajandalar. deli oluyorum resmen, hepsini alıp, hepsine notlar tutmak istiyorum. Aslında bu not tutma ve listeleme olayının özüne inmek gerekirse ben 11-12 yaşlarındayken tv bağımlısıydım, ama öyle böyle değil, çizgi filmlerden pembe dizilere, haberlerden tsm konserlerine kadar her şeyi izlerdim. beni tv'nin önünden kaldırmak o dönem çok zordu. annem ve babam çaresiz haldeydi, ne yapsalar vazgeçemiyordum, bir gün (sanırım artık son çare olarak) babamın nispeten daha genç olan doktor arkadaşı ve eşi bize çağırıldı. Allahım, onlar evdeler diye tv açılmıyor ya, deliriyorum, içimden şimdi gitsinler diye dualar filan ediyorum, rezil haldeyim, somurtup duruyorum. Muhtemelen önceden durumdan haberdar olan Levent abi, cebinden bir not defteri çıkarıp verdi, bunu sana getirdik diye. Doktor çocuğu olmanın getirdiği monotonlukla "teşekkür ederim" dedim (ama içimden saydırıyorum, bizim evde bu eşantiyonlardan binlerce var, haspinallah falan filan diye) Levent abi o zamanlar da iyi bir gözlemciydi, ama içine bakmadın dedi. ha pardon dedim açtım. bunlar üşenmemişler, içine çocukluktan ergenliğe geçen birinin ilgisini çekebilecek ama çoğu zamanı verimli kullanmayla ilgili özlü sözler bulunmuş, her sayfaya biri yazılmış. Levent abi ve eşi Ümit abla bu defter çok özeldir dedi, sadece özel çocuklara veririz. Belli ki çok uğraşmışlar üstünde, aralarda babamın yazısı bile var. nasıl yani diye sordum, bu defter hayattaki önceliklerini belirlemene yardımcı olacaktır dedi. bir gün içinde yapman gerekenleri ve yapmak istediklerini yazmalısın. her ne kadar tvbağımlısıergenliğegeçişaşamasındakiçocuk olsamda çocuktum işte. ertesi gün 3 tane yapmak zorunda olduğum şeyi, 3 tane de yapmak istediğim şeyi yazdım. bir zorunluluğa tik atınca istediğim şeyi yapabiliyordum. yaptım, ertesi gün öğretmen bütün ödevlerimi yaptığım için artı verdi, ben nasıl mutluyum anlatamam ama, resmen mutluluktan uçuyorum, uzun süredir tv izlemekten ders çalışamıyordum resmen. öyle olunca bana bir gaz geldi, her şeyi listelemeye, ara ara o defteri günlüğüm haline getirmeye başladım, öyle böyle derken yıllar geçti, ben eşek kadar oldum, bugünlere geldim ama defter takıntım bitmedi. hala her şeyi listelerim, hala defter görünce gözüm kalır, hala irili ufaklı yüzlerce defteri saklarım. Bu sene de öyle oldu, gittiğim her kitapçıda, idefixte filan sürekli ajandaları inceliyorum, şimdilik 3 tane aldım, ama gözüm doymuyor.
ha, listenin tamamının bitirebiliyor muyum, hayır, ama hayatımı bir şekilde düzende tutmak hoşuma gidiyor. teknoloji özürlü olduğum için öyle elektronik zırvaları zaten beceremiyorum, bilgisayara, telefonuna kaydet sana hatırlatsın zımbırtıları hiç bana göre değil, iki gün kullanırım, 3. gün yine deftere yazarım, bakkal hesabı.

bugün pazar, bugünkü listem ise:

7 Aralık 2009 Pazartesi

90'larda Türkçe pop dinleyerek büyüyen bir ergen olmak

O zamanlar pek haz etmesem de aslında 90'lı yıllar ne kadar güzeldi. Radyo gerçekten popülerdi, özel radyolar yeni yeni çıkmaya başlamıştı ve her sabah okul servislerinde mutlaka süper fm dinlenirdi.
kral tv, hemen hemen herkesin müziği takip ettiği tek portaldı (abarttım, evet) ama o zaman kimse vj Bülent'in cinsel tercihini sorgulamazdı (yazıyı yazmamın sebebi kendisinin işten çıkarılmasıdır) yeni bir klip yayınlanmadan beş gün önce reklamları dönerdi, merak ederdik o zamanlar, ne de olsa her şey tek tıkla önümüzde değildi. Ece Erken çok gençti, Sertab Erener de. Levent Yüksel çalınca herkes yeni yeni yeşeren aşk hayatına bir Levent Yüksel yamardı. bir de biz 80'lerde çocuk olanlar radyoda "bundan sonraki şarkı benim olsun" cümlesini pek bir severdik, bana şahsen hep dandik şarkılar düşerdi misal: Burak Kut, benimle oynama, ama olsundu, o Burak Kut'tu, o zamanlar bütün genç kızların odasını süsleyen üçlünün "bebeto"suydu. (diğer ikisi için bknz: mustafa sandal ve kenan doğulu) Kenan Doğulu saçları upuzun, kendisi Roma yakangillerdendi, o zamandan bu yana bize "aşk oyunu" miras kaldı. (o şarkıyı arada sırada dinlemesem bugünkü Kenan Doğulu'nun 15 yıl önceki o adam olduğuna inanamam)
Mustafa Sandal'ı nedense o zaman da sevmezdim, hala da sevmem.
Ben Kerim Tekin'i pek severdim, o çıkınca dünya dururdu. ailemin evindeki dolapta hala bir koli dolusu Kerim Tekin fotoğrafı, röportajı, posteri vs durur. kıyamadık çocukluk aşkımı çöpe atmaya. huzur içinde yatsın..
Tv dizileri o zaman bu kadar çeşitli değildi, hatırladığım Süper Baba, Baba Evi, Çılgın Bediş ve Mahallenin Muhtarları var. (daha bir sürü vardır ama hatırlayamadım)
işte, ne zamanki vj Bülent işten çıkarıldı, Kral Tv bizim için bir devri daha kapattı, 90'ların tüm anıları bitti sanki. Mesela hiç unutmuyorum, onun bir Zerrin Özer, deli gönlüm deyişi vardı, bütün 90'ları özetlerdi.
bir de girl band, boy band'ler vardı ki evlere şenlik , o da ayrı bir yazı konusu, aooow backstreet boys'un "quit playing games with my heart" şarkısını ne severdim :) (evet, rezilim)
Popsi dergisini unutmak da mümkün değil tabi, haftada bir çıkardı, aynı gün tükenirdi. o dergide o zamanlar yazan yazarlar şimdi pek çok dergide editör vs oldu, o zamanlar hazırlayan kimmişine kadar didik didik okuduğumuzdan hepsinin adı aklımızda kalmış. 15 yıl az buz zaman değilmiş aslında, yazdıkça yazdıkça aklıma geliyor 90'lar.
sahi Yonca Evcimik ne kadar yaşlanmış...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...